Hadi Başlayalım!
Projenizden bahsedin. Görüşmenizi planlayın.
Sıradaki müşterimiz siz olabilirsiniz.
Selam!
Sizi burada görmek çok güzel.
1 Form Gönder
2 Toplantı Oluştur
Bu proje için bir bütçe planladınız mı?
Teşekkürler!
En kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz.😊
0% Completed

Post-Browser Era & Agentic Web

Çağakan Çağakan Bağcı Head of Agency
Oluşturma: 25.12.2025 Güncelleme: 26.12.2025
6dk Okuma
Use AI to summarize this article

Bu yazıda tarayıcıların ortadan kalktığı bir gelecekten söz etmiyorum. İnternetle kurduğumuz ilişkinin fark ettirmeden el değiştirmesini ele alıyorum.

İnternetin Sessiz El Değiştirmesi

Uzun yıllar boyunca internet, insanın arayarak kullandığı bir yerdi. Bir ihtiyacımız olurdu, arardık, tıklardık, okurduk, karşılaştırırdık. Tarayıcı bu davranışın doğal mekânıydı. İnsan makine etkileşimi bu akış üzerine kuruldu ve UX dediğimiz disiplin mesela tam olarak bu etkileşimi daha az yorucu hâle getirmek için ortaya çıktı. Daha anlaşılır arayüzler, daha hızlı karar anları, daha az sürtünme.

Ama bugün başka bir şey oluyor. İnsan artık aramıyor. İnsan niyetini söylüyor. Bu küçük gibi görünen fark, internetin temel kas hareketini değiştiriyor. Aramak, taramak, gezmek gibi davranışlar yavaş yavaş hammaliye hâline geliyor. Çünkü insanın yapabildiği ama makinenin çok daha iyi yaptığı işler bunlar. İnsan bu kadar çok niyeti sayfa sayfa ifade edemez. Makine ise tek bir niyeti alıp binlerce sistemle konuşabilir.

Agentic web dediğimiz şey tam olarak burada başlıyor. İnsan ile sistem arasına giren, niyeti anlayan, planlayan, karşılaştıran ve uygulayan ajanlar. İnsan makine etkileşimi yerini makine makine etkileşimine bırakırken, insanın rolü de değişiyor. Kullanıcı olmaktan çıkıp yetkilendirene dönüşüyor.

Bu noktada arayüzlerin önemi azalıyor. Çünkü arayüz, insanın kullandığı bir şeydir. Oysa artık insan kullanmıyor. İnsan söylüyor. Deneyim hâlâ var ama deneyimin ağırlık merkezi ekrandan semantiğe kayıyor. Görsel hiyerarşiden niyet hiyerarşisine. Tıklamadan onaya. Gezmeden delegasyona.

Bu dönüşüm yalnızca bireysel kullanım alışkanlıklarını değil, ticaretin temel yapılarını da yerinden oynatıyor. B2C dediğimiz model, insanın ürünü aradığı, karşılaştırdığı, sepete eklediği bir dünyaya aitti. Bugün ise insan tüketici olarak daha çok şunu yapıyor: “Buna ihtiyacım var.” Geri kalanını sistemler hallediyor. Ürün bulma, fiyatlama, tedarik, teslimat… Bu yüzden B2C fiilen insanın niyet beyan edip makinelerin konuştuğu bir M2M → C yapıya evriliyor.

Benzer bir kayma B2B’de de yaşanıyor. Kurumsal satın alma süreçleri, teklif alma, karşılaştırma, pazarlık gibi insan merkezli adımlardan uzaklaşıp, makinelerin makinelerle konuştuğu yapılara dönüşüyor. İnsan hâlâ masada ama karar veren değil; çerçeve çizen, sınır koyan, yetkilendiren konumda. B2B de giderek M2M ağırlıklı bir işleyiş kazanıyor.

Bu noktada kurumların rolü de değişiyor. Kurumlar artık yalnızca kullanıcıyı ikna etmeye çalışan arayüzler değil. Giderek API’lara dönüşüyorlar. Önemli olan, agent’ların dünyasında erişilebilir olmak, doğru sinyali göndermek ve seçilebilir kalmak. Ekranlar vitrin olmaktan çıkarken, altyapılar görünmez ama belirleyici hâle geliyor.

Bu tablo bana distopik gelmiyor. Ama rahatlatıcı da değil. Çünkü bu değer önerisiyle biz insanlar başa çıkamayız. Hız, kapsama alanı ve süreklilik açısından bu sistemlerle rekabet edemeyiz. Bu yüzden tekel oluşumu neredeyse kaçınılmaz görünüyor. Agent’ların dünyasında kazanan, en iyi deneyimi sunan değil; en iyi entegre olan olacak.

Belki de en çarpıcı olan bu dönüşümün çok sessiz olması.. Kimse zorlanmıyor. Kimse itiraz etmiyor. Daha az düşünmek, daha az uğraşmak, daha az hata yapmak iyi geliyor. O yüzden fark etmesi zor. Distopik filmler hep karanlık senaryolar çizdi ama gerçek dönüşüm çok daha gündelik, çok daha konforlu ilerliyor.

Benim derdim bir trendi kaçırmak değil. Ben bir zeminin kaydığını görüyorum ve bu zeminde, henüz adını koyamadığımız ama kaçınılmaz olan bir internet kullanım biçiminin şekillendiğini hissediyorum.

Tarayıcılar kalacak. Arayüzler tamamen yok olmayacak ama artık merkez olmayacaklar. Merkez, makinelerin birbirini anladığı katman olacak. İnsan ise bu sistemin operatörü değil, yön vereni olacak.Post-browser çağ dediğimiz şey, belki de internetin değil, bizim internetle ilişki kurma biçimimizin değişmesi.

Ve bu değişim çoktan başladı.

Sözlük

  • Post-browser era:

    İnternetin temel kullanım biçiminin tarayıcıda gezinmekten, niyet beyan edip sonucu sistemlerden almak yönüne kaydığı dönem.

  • Agentic web:

    İnsanın yerine niyeti anlayan, planlayan ve eyleme geçen yapay zekâ ajanlarının web üzerindeki etkileşimleri yönettiği yeni internet katmanı.

  • M2M (Machine-to-Machine):

    İnsan müdahalesi olmadan makinelerin birbiriyle veri, karar ve işlem alışverişi yaptığı iletişim modeli.

  • C2M (Consumer-to-Machine):

    Tüketicinin ürünü arayıp seçmek yerine niyetini makineye söylediği, geri kalan sürecin sistemler tarafından yürütüldüğü yapı.

  • API-first kurum:

    Kullanıcı arayüzünden çok, sistemler tarafından erişilebilir ve seçilebilir olmayı önceliklendiren organizasyon yaklaşımı.

  • Niyet temelli etkileşim (Intent-based interaction):

    İnsanın nasıl yapılacağını değil, ne istediğini söylediği; detaylı kullanımın makinelere devredildiği etkileşim biçimi.

  • Tarama (Browsing):

    Bilgiye veya ürüne ulaşmak için sayfalar arasında manuel olarak dolaşmaya dayalı, giderek otomasyona devredilen eski internet refleksi.