Mobil Uygulama Projeleri İçin Karar Matrisi

Her mobil uygulama projesi aynı görünen ihtiyaçlarla başlar ancak uygulama geliştirme yolculuğu her ekip için farklıdır. Bu karar matrisi, projenizin hangi aşamada olduğunu, hangi yaklaşıma ihtiyaç duyduğunuzu ve nasıl bir çalışma modeli ile ilerlemeniz gerektiğini anlamanıza yardımcı olmak için hazırlanmıştır. Tasarım, motion ve ürün mimarisi açısından doğru kararın verilmesi, sürecin verimliliğini doğrudan etkiler.

Sıfırdan Bir Uygulama Geliştiren Ekipler

Yeni bir ürün yaratma sürecinde en kritik aşama, tasarımın başlamasından önce ürün kurgusunun doğru kurulmasıdır. Kullanıcı tiplerinin, kullanım senaryolarının, iş hedeflerinin ve işletme modelinin netleşmemesi uygulamayı ilerleyen aşamalarda savurabilir. Bu senaryoda uygulamanın akışları, bilgi mimarisi, ekran yapısı ve motion dili birlikte tasarlanır. Eğer backend henüz yoksa veri modeli, API yapısı ve yönetim arayüzleri de aynı doğrultuda belirlenir. Bu yaklaşım erken aşamada daha detaylı bir çalışma gerektirir, ancak uzun vadede uygulamanın ölçeklenebilirliğini güçlendirir.

Mevcut Bir Uygulamayı Yenilemek İsteyen Ekipler

Var olan uygulamalarda genellikle iki belirgin problem ortaya çıkar: kullanıcı akışları karmaşık hale gelir veya tasarım dili güncelliğini kaybeder. Bu durumda yapılması gereken ilk şey, mevcut davranışı anlamaktır. Kullanıcıların nerede zorlandığını, hangi adımların yavaşladığını, motion dilinin nerede kopuk olduğunu görmek sürecin yönünü belirler. Yenileme projelerinde amaç “yeni bir görünüm” yaratmak değil; uygulamayı hız, tutarlılık ve sezgisellik açısından daha güçlü hale getirmektir. Motion tasarımı bu noktada kritik bir rol üstlenir; doğru hareket dili uygulamanın yeniden öğrenilmesini kolaylaştırır.

Backend’i Hazır Olan ve API ÜzerindenÇalışan Uygulama Ön Yüzü Geliştirmek İsteyen Ekipler

Bazı ekipler uygulamanın tüm veri yapısını, API uçlarını ve backend mimarisini kendi içerisinde geliştirir. Bu durumda ihtiyaç, yalnızca ekranların tasarlanması değil; bu ekranların Flutter ile çalışan bir mobil uygulama ön yüzüne dönüşmesidir. Bu modelde Pikap, tasarım sistemi ve motion dilini oluşturduktan sonra uygulamanın tüm arayüzünü Flutter üzerinden geliştirir ve backend API’leriyle entegre eder.

Bu çalışma, backend tarafının stabil olduğu; fakat kullanıcı deneyiminin modernleşmeye, hızlanmaya veya yeniden düşünülmeye ihtiyaç duyduğu projelerde ideal bir yapıdır. Arayüzün davranışı tasarım aşamasında netleştirildiği için geliştirme süreci sorunsuz ilerler. Backend ekibiniz hangi veri modellerini üretiyorsa, mobil ön yüz o modellerle uyumlu olacak şekilde şekillenir. Sonuç olarak yalnızca “tasarım dosyaları” değil, tamamen çalışan bir ön yüz katmanı teslim edilir.

Backend’i Olmayan veya Yenilenmesi Gereken Ekipler

Bazı projelerde mobil arayüz tasarımına başlamak için gerekli olan veri yapısı hazır değildir. Bu durumda mobil tasarım ile backend mimarisi eş zamanlı ilerler. Kullanıcı davranışı arayüzün nasıl olması gerektiğini belirlerken, veri yapısı bu davranışın nasıl işleneceğini tanımlar. Bu senaryoda uygulamanın veri modeli, API yapısı, yönetim paneli ve entegrasyon noktaları mobil deneyimle birlikte tasarlanır. Bu yaklaşım hem tasarım hem geliştirme ekiplerinin aynı doğrultuda ilerlemesini sağlar ve ilk sürümün daha kontrollü çıkmasına yardımcı olur.

Projesinin Hangi Aşamada Olduğunu Bilmeyen Ekipler

Birçok ekip uygulamanın hangi seviyede olduğunu veya neye ihtiyaç duyduğunu net olarak bilemeyebilir. Bu oldukça doğal bir durumdur. Bazen backend vardır ama kullanılabilir değildir, bazen ekranlar hazırlanmıştır ancak akışlar tutarsızdır, bazen de fikir vardır ama ürün henüz tanımlı değildir. Bu gibi durumlarda kısa bir keşif çalışması yapmak projenin doğru yola oturmasını sağlar. Tasarım odaklı değerlendirme, bilgi mimarisinin ve motion dilinin temelini oluşturur ve projenin gerçek ihtiyacını ortaya çıkarır.